7 Kasım 2007 Çarşamba

Bir tek bu gün afalladım!


Bulutların kavgasından yorulmuş gökyüzü itekliyor onları bir kenara başka diyarlara. Mor menekşelerin üzerlerine düşen gölgenin yerini güneş aydınlığı alıyor.

Gittiğimde yanına pencerenin, menekşelerin mutluluğuna şahit oldum. Sinirlendim. Kıskanmaktan mutluluğu, kendi kendimi yedim.

Benim solan menekşelerim olmalıydı, kalemim silmeli silgimse yazmalı, saatler günde sadece iki defa doğruyu göstermeli.

Garipliği başında taç gibi taşımalısın, bilirsin...

Seni anlatmayan şiirlere hayran kalırken önünden geçip giderken insanlar her birinin ağzını arayıp, hayatın anlamını bulmak gerek.

Portakal kabuğu kokusunu takip etmeli sokaklarda.

Yok ki...
İmge havuzunda boğduğun insanlar sana küfrederken, gülüp geçmeli.

Bilmiyorlar ki...
Bir aynam var odamda, bakıp kendimi kendime gösterdiğim, arkasına geçince kör olduğum.

Aldım menekşeleri en sonunda pencerenin önünden, aynanın arkasına yerleştirdim. Bulutlar yüzsüz, yine kuruldular gökyüzüne. Portakal kabuğu kokusu benim odamdan geliyormuş ve durdurduğum her insan hiç bir şey söylemedi işime yarayan!

Hiç yorum yok:

eksikhece.com

Artık http://eksikhece.com 'dayız!!!