15 Ağustos 2007 Çarşamba

Hiç Bulamadılar...


Gaipten gelen ses:

—Sadece bakışları vardı elinde durgun, anlık bir haldeyken. Yan yana ama birbirinin düşüncesinden habersiz iki kişi… Anlam vermedikleri duygular… Rekabet mi, hırs mı, nefret mi yoksa…
Ya dokunsaydı eli eline?

İkisinin de yürüyecek yolu vardı ayrı sonlara varan. Yollarında duraklar, duraklarda onlara dost, sevgili, düşman bekleyenler… Kişilerin yanında duygular ve fikirler vardı. İkisi de fikir insanıydı. Ama ikisinin fikri birbirine kancaydı, bir diğerini aşağı çekip düşürebilecek. Bakışlarsa fikirsizdi. Sözleri adam öldürürdü oysa. Yağmur zamanında erirlerdi. Yoksa?

Açıklanamazdı işte. Karın ağrıtan zaten delisi olunan bu “açıklayamamaktı” Gizli her şey utanılacak ya! Gizli her şey gurur var ya! Gizli her şey beklerken ölelim diye…

Gitti sonra, bitti her şey. Yollar yüründü, aşıldı tüm engeller ama hep kendi kimliklerindeki yazılı yollar…

Dinlendi sonra gece. Yıldızlar kaydı. Her kayış bir kıvılcım yaktı. Her kıvılcım bir ağacı tutuşturdu. Tutuşan ağaçlar şehri yaktı.


***

“Neresindeyim zamanın? Senin olmadığın takvim yapraklarında…” diyerek üfledi mumu Ceren. Yine kapladı siyah odayı boylu boyunca. Hüzünlü olmayı seviyordu bekli de sadece. Acı hatırlar daha da acıtıyordu kendisini, evet zevk alıyordu ağlamaktan ve kendine acımaktan. O zaman Teoman ona bağırmalıydı “Yaşa… Yaşa… Yaşa… Sevdiklerin var burada hala…” Bağırdı. Hiçbir şey değişmedi. Hala kendine acıyordu.

***

Yine terk etti sevgilisi Emre’yi. Yine, yeniden… Hiçbir şey değişmiyordu. İçindeki tüm duygular kat kat terk edilmişlikle kaplanıyordu. Acıyordu kendisine. Bir sigara yaktı ama parmaklarının ucunu yakamadı. İnsan kendisi için yaşardı, fazla büyütülmemeliydi…

***

Cesaret edemedi Seçil söylemeye. Sondan kaçıncı olurum diye düşünmekten alamadı kendini her seferinde. Her seferinde birileri üzüldü bu üzülen hiç Seçil olamadı. Onun duygu defterleri çizilmeden kapalı kaldı…

***

“Hiç bulamadılar belki de gerçek aşkı.” Dedi Ceren, Emre ve Seçil isimleri ile ünlü oyuncuların oynayacağı ve ilk bölümün bu gece ekrana gelecek olan dizinin reklâmını sunan gaipten gelen ses…

Ve bir “Ah…” çekti, evin annesi “Ah, aşk?” dedi tekrar, çorba tenceresini masaya yerleştirirken. Sonra koltukta şekerleme yapan atletli atletik kocasına baktı.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Saygıdeğer, sevgili Myra.
Bu sefer farklı bir yorum bizi bekliyor...
Myra nedir allah aşkına sultan gibi güzel bir takma ad sana bulmuşken bu bedenler neye yarar myralar ... :)
Hadi şaka olsun bunlar Myrayıda evdik benimsedik (küllen yalan ama olsun. Mutlu etmek gerek sevdiklerini.)
Yorum; bir başkasının bir başkasının yaptları hakında yaptığı fikir görüşü.
İyide benim yapıtım bana, bana ne onun düşüncesinden. HA şimdiden çatıldıysa kaşlar bende bilirim sevdiklerin senin hakkında güzel söz söylemesinin verdiği mutluluğu ve gerçek arkadaşların kötüde olsa senin için doğruyu sölediğini. Garip valla garip saat gece yarısı olmuş yarın finalim beni bekler de şimdi bundan bize demeyin kırılırım. Çok öenmli bir finalim valla statik adında nalet bişey. Acaba nalet diye bir kelime var mı yoksa lanet diyemenlerin ürettiği bir kelime mi. Yani biz lanet diyemiyo değil nalet diyoruz. Acaba yorumumun yazını geçmesine kaç harf kaldı. Ama kızım sende uzun yaziyosun. Uzunluk diye bişey yok aslında biliyomusun hepsi herşey göreceli yakında biri çıkıp ziyona dolmuş kaldırırsa ben binecem valla sıkıldım matrixden cnm kendimi pil gibi hissediyorum. Uzun yazmak kolaydır zor olan uzunu güzel ve sürükleyici kılmaktır. Bir tebrikde burdan aldınız sultan ay pardon Myra hanımefendiciğim. Bu gala daşlı gala çıngılı daşlı gala... şimdi bu ne dersiniz hani insanlar msnsinde ne dinlediklerini yaziyolar bayağı tutulduğuna göre insanların merakı var ötekini ne dinlediğine onu belirttim. Myra bana 1 resim ve 1 de söz borcun var. İkisinide bana vermezsen hep böle yorum yaparım sana sonra arkadaşlarında seninde diğer arkadaşların gibi deli olduğunu düşünür bak benden demesi.

eksikhece.com

Artık http://eksikhece.com 'dayız!!!