8 Haziran 2007 Cuma

Yenilemeyin Pillerini Saatlerin


“Elindeyse zamana dur geçme diye dayat,
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.”
Necip Fazıl Kısakürek
Masa saatime, kol saatime ve hayallerime...

Sıkıcı bir günün kucağındayım
mıncıklıyor ruhumu saatin kırık kolları zamansızca,
parça parça koparıp etlerimi
besliyor kötü ruhlu günleri acımasızca.

Gözyaşı havuzunda boğulmakta
insan bedeninin en duyarsız köşeleri,
gönüller...

Dipsiz bir kuyuda sessiz sesi duyuyor
kör kulaklar,
karanlık bir mekanda tanık oluyorlar bu vahşete
sağır gözler.


Hayaller fire veriyor noktalarını
ve sonsuzluğa yelkenler fora!
nerede verilen kararlar?
kararsızca yok oldular.
kayıp şimdi umutlarım
arayıp sordum, bulan var mı?

Fırının sıcak alevi, öldürüyor beyaz hamuru.
dondu su, buzlar merhaba!
güneş ile ay el ele battı,
gündüzle gecenin olmadığı günaşırı bir yerdeyim;
Anka Kuşu’nun kanadında,
belki de Kaf Dağı’nın ardında,
bak şu kervan Mehlika Sultan’ın,
bu inciler Kırk Haramiler’in mağarasından,
ya nerede çikolatadan ev?
yolculuk uzun, erzak gerek.

Bırakmaz zannetmiştim beni Dolmabahçe Saat Kulesi,
Bing Bang’den sonra dünyayla bir kader yoldaşıydık ne de olsa
papatya falları doğru söylemiyor, anladım
koparılan yaprakların bir öcüydü belki de, ayrılık.

Hatırlamak mı kolay unutmak mı?
aman akıl defterim tozlanma.
zaman nasıl geçiyor anlamıyorsun
o kadar dedim, pillerini yenilemeyin saatlerin
varsın dursunlar en güzel anlarda.

Hala atıyor göbeği dünya umursamazca,
dönüyor bir balerin gibi,
salsayla çaçayı da öğrenince yapacakmış
anladım, sadece ben yuttum üzüntü çekirdeğini.

İlk çığlığımda kopmasa bari kıyamet,
atacağım çok çığlık var bana destek gerek.

Kafiyeyle ölçüyle hiç işim olmaz,
kan basıncımın ateşi düşse yeter.
beni kurtaracak olan, bu saatler!
haydi, acıyın halime!

Sımsıkı kavramış bileğimi,
tüm hayatıma bir kırbaç gibi iniyor saniyeleri.
aklım mı önde zaman mı?
yönlendireni bulmak lazım.


Düşman oldum tüm saatlere,
ne geçiyor ellerine,
kırışıklık yapmaktan başka yüzlere?
un gibi yağıyor saçlara,
ve darmadağın ettikten sonra mutlu tabloları,
hangi yüzle dönüyor üç yüz altmış derece?
Bedduam: kırılsın tüm saat dişlileri!
dişli dişliler kalın dişsiz!
ısırıyorlar fotoğrafların tarihleriyle başrollerini
ve bunaklık ıslık çalıyor odalarda.
kapayın kulakları!
unutmak ve unutulmak bize yakışmaz,
zordur sevmek ve değer vermek,
seçmek ve seçilmek ister!

Tüm eller havadayken birlikte söylenen bir şarkı açar belki ruhumu,
koparıp alır reaktiflik ağına yapışan benliğimi.
yoksa umut yiyici bir örümcek gelip koparacak beynimi
ve kalmayacak hayallerimin güveni.
silgi tozunun altında buluyorum avuntularımı,
bırakın da bari, kendi kendine sevinsin şu kızcağız(!)
yalancı kalem hani ­-- tükenmez-- diniz.
bu nasıl adalet? üzüntünün yanında nerede eşantiyonunuz sevinç?


Yarım bırakılmış bir elmanın kurdu ağlamaklı,
kızıyor “madem bitirmeyecektin neden başladın?”
buzdolabı belki açar kapağını şefkatle elmaya,
ve çürümez sinek kanatlarının kalleş rüzgarında!

.....................
.....................
.....................
.....................

İmza mı istiyorsun ey üzüntüye avuntu birkaç cümle parçası?
haydi iyisin, buldun yine yufka yürekli şu garibi(!)
istediğin imza olsun, zor olan benimki,
kim kuracak şimdi saatimi geri???

Not: Tabii ki bu da bir şiir değil!

7 yorum:

Unknown dedi ki...

şiir olmayan bu okunası, okurken hayallere dalınıp,çıkılıp, hayatın gerçeklerinin yüzüne vurulmasını sağlayan bu çok güzel yazını bir çırpıda bitiren tek kişi ben olmasam gerek.
ne cümle oldu be :P
[yanlış olduysa düzeltin lütfen :)]
kısa yazı yazıyorum diye üzülüyordun, bak uzununu da gayet iyi yazabiliyorsun
ama bu arada unutma ki, önemli olan yazının uzuluğunu değil, senin de gayet iyi bildiğin gibi içeriği...

ahmet aykut dedi ki...

"İlk çığlığımda kopmasa bari kıyamet,
atacağım çok çığlık var bana destek gerek."


Güzel olmuş,eline sağlık.Yazıyı parçalara ayırarak değerlendirmeyi sevmem ama yukarıdaki eğer bu bir şiirse mısralar şiir değilse satırlar beni farklı bir şekilde etkiledi.Tekrar ve tekrar eline sağlık.Yeni yazılarını her zamanki gibi dört gözle bekliyo olacağım.

Mavisel dedi ki...

DİLARA'YA...

şiir olmayan bu okunası yazımı okuyup yorum da eklediğin için sağol! Kirpik dileğim tutmuş işte!... :P

****

AHMET'E...

Ben de yorumları dört gözle bekleyeceğim tabii ki... Bak, iki kişiye yorumu bir yazıda yapıyorum, okuyucu memnuniyeti işte... :D

ahmet aykut dedi ki...

Okuyucuyu memnuniyet...Çok teşekkür ederim de o bir şakaydı biliyorsun.

Mavisel dedi ki...

Şaka mıydı, tüh bak şimdi 6 yorum olacaktı!!! :D

Unknown dedi ki...

olsun 6 yorum ne olcak :D gecenin 4 ünde ayık olmayan kafayla anlaşılması zor bir şiir ama sana bir tiyo bırak zaman esirin olsun efendin değil zamanı yönetmenin tek şekli içindeki çılgın bastırılmış çocuğa kulak verip onun dediklerini uygulumaktır. Bana hala bir resim borcun var (sen anlamışındır).
Bir şiir için ne kadar eline sağlık denir bilmem ama yüreğine sağlık!!

Mavisel dedi ki...

gecenin 4leri yeterince fazla olmadı mı??? burdan da görüyoruz ki sen zamanın esiri olmuyorsun ;)

hangi resimden bahsediyoruz :P

teşekkür...

eksikhece.com

Artık http://eksikhece.com 'dayız!!!